Kızılcahamam’dan bir gözleme hikayesi

HERKESE merhabalar. Geçmiş bayramınızı büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperek kutluyorum. Berhudar olalım yani “nimetlere kavuşalım” inşallah.

Bayram tatili için Kızılcahamam’daydım. Bu defa etle ilgili yazmak istemedim dostlar. Zaten nereye baksanız türlü çeşit bilgi var. Kızılcahamam, pamuk gibi bazlamasıyla ünlü bir ilçemiz ama ben daha önce yediğim patatesli gözlemenin tadını unutamadığım için o hayalle küçücük çarşısına uğradım. Bayram dolayısıyla sadece bazlama yaptıklarını söylediler. Biz zaten ocak başındaki ablalarla koyu bir sohbete başlamıştık. Kızım Melike “Annecim bir defa da gördüğün teyzelerle sohbet etmesen ya” diye gülerek kulağıma fısıldasa da ben o kısımları hiç duymadım bile.

Ben yarın yapın noolur diye baskı yapınca, çalışanlar tamam hadi sen yarın öğlen gel iç hazırlayalım bari dediler. Selver Hanımın Yeri’nin sahibi Kemal’le de tanıştık. Sonraki gün hevesli bir şekilde koştum gittim tabii. Hikayelerin beni çeken bir tarafı var, o kesin. Zaten ne istersen, neyin peşinde koşarsan hayat sana onu veriyor. Kemal’le sohbet edince, “Abla ben 12-13 yaşında hemen buradaki pazarda limon satarak çalışmaya başladım ve okulu bıraktım. Hayat zordu. Annem çok mücadele verdi, bizi yorgan dikerek emeğiyle büyüttü” diye anlatmaya başlayınca zaten ben de bir taraftan yazmaya başlamıştım. “Bir gün başarırsam, eğer kendi yerim olursa annemin adını vereceğime söz vermiştim” dedi ve şöyle devam etti:

“Önce limon sattım. Sonra küçük bir tezgah alıp, sebze sattım. Sürekli para biriktirmeye çalıştım. Baktım sebze o günlerde fazla para bırakmıyor, tezgahı değiştirip komşu teyzenin evde yaptığı bazlamaları satmaya başladım. İyi de gitti gerçekten, günde 50, 70, 100 bazlama derken kiralık dükkanlara bakmaya başladım. O dönemde dükkan açmak büyük cesaretti aslında çünkü, param azdı ve toptancıdan aldığım unun parasını ancak o ay içinde ürettiğimiz bazlamaları, gözlemeleri sattığımda ödeyebiliyordum. Dükkan kirasını, benimle beraber çalışan bir elemanın parasını ödemek için sürekli satış yapmak zorundaydım. Ve yaptım da... Günlerce çocuklarımı görmeden uyuduğum oldu. Gece yarısından sonra eve varıp, sabah erken saatte işbaşı yaptım. Onlara iyi bir hayat verebilmek için durmadan çalıştım, hala da aynı tempoyla çalışıyorum.”

ÇAYIN EN YAKIN ARKADAŞI

Kemal, limon tezgahıyla başladığı ticaret macerasına, 3 şubede satış yaptığı Selver Hanımın Yeri ile devam ediyor. Bazlama ve gözlemenin yanı sıra sütlü ekmek, gömme çöreği (küllü çörek) de yapıyorlar. Gömme Çöreği diğer adıyla Küllü Çörek çok eskilerden beri Kızılcahamam’da yaşattıkları bir gelenek. Eskiden küle gömerek pişirilen bu karbonatlı, yumurtalı çöreklerin nostaljik bir tadı var. Kızılcahamamlıların dediğine göre içinde hem tahin, hem pekmez olan bu çörekler çayın en yakın arkadaşıymış.

Sözün özü, içinde çabalayan bir çocuğun olduğu hikayeler hep başarıyla bitsin umalım. Büyük imkanlar içinde yaşayan çocuklar o fanusta bazen kendilerini gerçekleştirecek ışığı yakalayamıyor. Omuzlarda birazcık yük, hayatı farklı algılaması açısından gerekli belki de... Haftaya görüşmek üzere.

GÖMME ÇÖREĞİ (KÜLLÜ ÇÖREK) MALZEMELER

- 1 kg yoğurt
- 2 su bardağı sıvı yağ (400 ml)
- 250 gr tereyağı
- 4 yumurta
- 1 çay bardağı tahin
- 1 çay bardağı pekmez
- 2 tatlı kaşığı karbonat
- 1 paket kabartma tozu
- 2 kaşığı tuz
- Aldığı kadar un

YAPILIŞI

UN hariç bütün malzemeler yoğurma kabına alınıp karıştırılır. Un eklenerek katı kıvamda bir hamur elde edilir. Yuvarlak kalıp veya tepsi yağlanır. Hamur elle bastırılarak üzeri düzgün bir şekilde tepsiye yayılır. Ocakta çok kısık ateşte iki yüzü de biraz pişirilir. İçini çekmesi için tekrar tepsiye alınarak fırınlanır. 180 derecede iyice kızarıp içini çekene kadar pişirilir.

PATATESLİ GÖZLEME MALZEMELER

Patatesli iç:
- Haşlanmış patates
- Kuru soğan
- Maydanoz
- Tuz
- Karabiber
- Pul biber

Hamur Malzemesi:
- 1 kg un
- 100 ml süt
- 1 yaş maya
- 1 tatlı kaşığı toz şeker
- Tuz
- Su

Patatesli gözlemenin yapılışı

HAŞLANMIŞ patatesi rendeleyin. Kuru soğanı ve maydanozu ince doğrayın. Baharatları ve tuzu da ekleyerek karıştırın. Hazır olan içi serin bir yerde bekletin. Unun ortasını havuz gibi açın. Süt ve yaş mayayı elinizle eritin. Tuzunu, şekerini ekleyin. Yumuşak kıvamlı bir hamur elde edecek şekilde azar azar su ekleyerek yoğurun. Hamurun üzerini kapatıp 30 dakika kadar mayalanmasını bekleyin. Bezeleyin, 30 dakika kadar dinlendirin. Oklava yardımıyla ince açarak orta kısmını yağlayın. İki yuvarlak kenarını kapatıp bir dikdörtgen elde edin. Orta kısmına iç yayıp tekrar kapatın. Kare şeklinde bir gözleme elde edin. Kızgın saç veya yapışmaz tava üzerinde her iki tarafını da pişirin. Sıcak servis yapın...