Merhabalar herkese... Eğer benim gibi anne nooolur okul yemeğini yemesem, noolur noolur :) diye yalvaran çocuklara sahipseniz evde mutlaka kek poğaça bulundurmak zorundasınız demektir. Zaten her zaman savunduğum bir fikrim eve yeni pişmiş kek veya poğaça kokusuyla gelen bir çocuğun daha mutlu olacağı ve bunu taa ileriki yaşlarında kendisi de anne baba olduğunda bile unutmayacağıdır. Yani biraz yağını azaltsak da, içine tam buğday unu katıp daha sağlıklı hale getirsek de arada sırada bu yumuşacık lezzetlerden pişirmek lazım...
Ne zaman bir konuda yazsam veya konuşsam çocukluğuma ince ve kıvrımlı bir yol uzanır hemmen :) Komşumuz Sultan teyzenin odanın ortasına serdiği sofranın üzerine koyduğu tahta sofra altını gördüysem yaşasıınnnn :) sıcacık poğaçalar pişecek demektir. Oturup bir taraftan sakince televizyon seyrederken, yavaş yavaş şekil verip poğaçalar hazırlar, yumurtasını sürüp davul fırınında pişirirdi. Sonuç benim için gerçekten muhteşemdi. Zaten annemin eve dönüşte hemen, kızım neden 10 defa istiyorsun :)) sanki ben evde hiç yapmıyor muyum sitemlerini duymayı göze aldıysam, kim durdurabilir ki beni :) Çok klasik gelecek belki kulağa ama o poğaçaların tadını asla unutamam...
Gelelim birçoğumuzun yaşadığı, hatırlanmak istenmeyen taş gibi, yayılmış veya tepsiye yapışmış poğaça maceralarına... Belki tarifi veren tarafından fazla önemsenmeyen, belki de özellikle gizlenen :) püf noktalarına dikkat etmeyince utanma belası misafir gelmeden ortadan kaldırılan poğaçalara yazık olmuştur vesselam... Çektiğimiz videoda detaylarıyla anlatsam da yine burada söyleyeyim. Kırk yılda bir pasta poğaça yapıyorsanız, evdeki malzemeye itibar etmeyin. Aylarca buzlukta beklemiş mayadan, kavanozda yıllanmış undan güzel kabaran bir poğaça elde edemezsiniz. Bir de malzeme kalitesi var tabii. Un konusu tamamen tecrübe aslında. Güzel pasta yapan tanıdıklarınıza sorun bakalım hangi markayı kullanıyor. Ay canım biraz da elimin lezzeti heralde, hepsi aynı diyenlere aldanmayın :) bıktırma tekniği uygulayıp her gördüğünüzde sorun. Zafer elbette sizindir :)
Unun markasını öğrendiniiz, tarifi açtınız şimdi önünüzde''aldığı kadar un'' kabusu :) Aslında aldığı kadar demek ''kardeş hamur cırcıvık veya taş gibi olmasın, kararında un ekleyiver'' demektir. Yani yoğururken arada un ekleyerek kıvamını ayarlamak lazım. Çok cıvık olursa yayılabilir ama katı da olmamalı çünkü 1 lokma poğaçayı yutmak için 1 bardak çay gerekebilir. Neyse efendim bu ve bunun gibi püf noktaların hepsi için ''Yumuşacık Puf Poğaça'' videosuna bir göz atın. Güzel güzel poğaçalar pişirin. Herkese sevgiler...
Porsiyon: 30 tane iri poğaça :) (2 tepsi)
Hazırlama süresi: 60 dakika
Pişme süresi: 40 dakika
Malzemeler:
- 1.5 su bardağı ılık süt
- 1 su bardağı sıvı yağ
- Yarım su bardağı ılık su
- 1 yaş maya
- 2 yumurta
- 3 yemek kaşığı toz şeker
- 820 gr un (5- 5.5 su bardağı)
Yapılışı:
Maya hamur yoğurulacak kaba alınır ve ılık suda eritilir. Üzerine süt, yumurta (1 yumurtanın sarısı üzerine sürmek için ayrılacak) sıvı yağ, toz şeker ve tuz karıştırma kabına alınır. Elle iyice karıştırılır. Üzerine azar azar un eklenir. Yumuşak bir hamur elde edilir. Üzeri temiz bir bezle kapatılıp ılık bir yerde iki katına çıkana kadar mayalandırılır. İç mazlzemesi için peynir rendesi ve ince doğranmış maydanoz karıştırılır. Mayalanan hamur iki eşit parçaya bölünür. Hamurun bir tanesi tekrar karıştırma kabına alınır ve kurumaması için üzeri kapatılır. Diğer hamur istenilen büyüklükte hamur bezelerine ayrılır ve yuvarlanarak hazırlanır. Elde hafif açılan bezelerin içine peynir karışımı konur. Kapatılıp yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizilir. Tepsi mayası yapmak için üzeri kapatılarak en az 15 dakika kadar ılık bir yerde dinlendirilir. Yumurta sarısının üzerine 1 çay kaşığı kadar su eklenip iyice karıştırılır. Silikon fırça yardımıyla poğaçaların üzerine sürülür. Önceden ısıtılmış fırında 180-190 derecede üzeri kızarana kadar pişirilir. Sıcak servis yapılır.
Kolay gelsin, Afiyet olsun...